18 Kasım 2012 Pazar

BENİM HALA UMUDUM VAR







Çağımızın en önemli hastalığının “hız” olduğunu söylemiş bir konuşmasında Prof. Dr. Osman Müftüoğlu. Evet, kesinlikle bir hastalıktır her işi aynı anda yapma arzusu, acelecilik ve sabırsızlık.21. yüzyıl bilindiği gibi teknoloji çağıdır. Hayatımızı kolaylaştıran ve hızlandıran bir ilaçtır teknoloji. Tabiki her ilacın bir yan etkisi var, teknolojinin yan etkisi de “sabırsızlık, acelecilik” olarak karşımıza çıkıyor. Her şeyi aynı anda yapabilme ve olabildiğince hızlı yapabilme isteği, yaşam kalitemizi oldukça düşürmektedir. İşin daha kötüsü biz bunun farkında bile değiliz, yaşadığımız olumsuzluk yavaş yavaş büyüyen bir kanser hücresi gibi vücudumuzda dolaşıyor. Günlük yaşamın hengâmesi ve gürültüsü içinde farkında bile olamadan virüs yayılıyor, fark edildiğinde bir ömür geçmiş oluyor. Bizler teknolojiye öylesine bulanmışız ki hayattaki gayelerimizden uzaklaşıyoruz git gide. Bu hızla yaşamaya devam edersek çabucak yaşlanıvereceğiz ve “fast food” bir yaşamı geride bırakıp aç bir şekilde dünyaya veda edeceğiz gibi görünüyor.














İşte bu fikirlere kapılmama yaptığım Mersin yolculuğu vesile oldu diyebilirim. Daha yavaş ve içime sinen bir yaşam umudu daha da yeşerdi bu kısa ama güzel seyahatte. Mersin’ e gitmemiz gerekiyordu arkadaşlarla ve İskenderun – Mersin arası tren hattının tekrar açıldığını duyunca yıllardır otobüsle bu yolu gidip gelmiş biri olarak hemen treni de denemek istedim.











 Sıkılmanız mümkün değil; yorulmanız da. Koridorda dolaşıp yeni insanlarla tanışabileceğiniz, hava alıp rüzgârın ve güneşin tadını doyasıya çıkarabileceğiniz pencerelerle dolu her yer. Toplu taşımanın doğaya ve ülke ekonomisine sağladığı faydaları da göz önüne alacak olursak; İskenderun’dan Mersin’e hatta uğradığı Dörtyol – Erzin – Toprakkale – Ceyhan – Adana ve Tarsus gibi merkezlere de trenle gitmenizi şiddetle öneririm. Anadolu kültürünü besleyen önemli köklerden, havzalardan biri olan Çukurova’yı doyasıya yaşamak, rüzgârını içine çekmek, o toprağın insanlarını yaşamak için, hayatınızda bir kez de olsa o trene binmeniz gerekir.



















İnsan,  o raylardan gelen büyülü tını ile gerçek hayatın o gürültüsünden uzaklaşıyor ve hipnotize oluyor gerçekten. E, ister istemez düşüncelere dalıyor. Çukurova’da usulca ve hiç durmayacakmışçasına giden trenin kompartımanından dışarı baktığımda Anadolu’nun tüm güzelliklerini; dağlarını, ovalarını, insanlarını seyrediyordum. Sanki senaryosunu bilinçaltımın yazdığı, müziklerini elinde mızıkası ile bir blues sanatçısının çaldığı ve Mazhar Alanson’un o sakin sesinin eşlik ettiği bir filmin içinde buluverdim kendimi. Hatta beraber yolculuk ettiğim arkadaşlarımın, hatta ve hatta trende karşılaştığım diğer yolcuların da o sihirli pencereden kendi filmlerini seyrettiklerine, hayallere daldıklarına şahit oldum. Sanki vagonların pencerelerinde birçok 35mm bir film şeridi akıyordu. 

















Zor değildi; bunun için biraz yavaşlamak, yaşam hızını kontrol etmek yetiyordu. Gerçek hayatın da bir yolculuk olduğunu varsayarsak, biraz yavaşladığımızda ve sakince etrafımızın farkında olduğumuzda bu güzel yolculukta kendi senaryomuzu yazıp, kendi müziklerimizi dinleyebileceğimizi unutmayalım. Ha bu arada, benim filmim şu güzel şarkıyı mırıldanırken son buluyor;






            Güzel günler bizi bekler eyvallah dersin olur biter ,
güzel günler bizi bekler eyvallah dersin geçer gider.
Bıraksam kendimi şöyle oh ne rahat ,
bu da geçer gülüm yaşamana bak.

            Benim hala umudum var.
İsyan etsem de istediğim kadar,
inat etsem bile bırakmazlar sahibim var.
                                                             (Mazhar Alanson)





(Yazımın yayınlandığı Anadolu Fotoğraf Dergisinin linki aşağıdadır)


Çağımızın en önemli hastalığının “hız” olduğunu söylemiş bir konuşmasında Prof. Dr. Osman Müftüoğlu. Evet, kesinlikle bir hastalıktır her işi aynı anda yapma arzusu, acelecilik ve sabırsızlık. - See more at: http://www.anafot.net/FOTOMAKALE-248-Mustafa+Kara-Benim+Hala+Umudum+Var#sthash.uAzcmvNw.dpuf
Çağımızın en önemli hastalığının “hız” olduğunu söylemiş bir konuşmasında Prof. Dr. Osman Müftüoğlu. Evet, kesinlikle bir hastalıktır her işi aynı anda yapma arzusu, acelecilik ve sabırsızlık. - See more at: http://www.anafot.net/FOTOMAKALE-248-Mustafa+Kara-Benim+Hala+Umudum+Var#sthash.uAzcmvNw.dpuf
Çağımızın en önemli hastalığının “hız” olduğunu söylemiş bir konuşmasında Prof. Dr. Osman Müftüoğlu. Evet, kesinlikle bir hastalıktır her işi aynı anda yapma arzusu, acelecilik ve sabırsızlık. - See more at: http://www.anafot.net/FOTOMAKALE-248-Mustafa+Kara-Benim+Hala+Umudum+Var#sthash.uAzcmvNw.dpuf